Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, Türkiye’nin uzaya bilimsel uydu göndermeyi, uzay madenciliği için uluslararası projelere katılmayı hedeflediğini açıkladı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından organize edilen Uydu Teknolojileri Haftası etkinliklerine online katılan Yıldırım, Türkiye Uzay Ajansının henüz 2019 Kasım’ında kurulduğunu anımsattı.
Hedefleri hakkında bilgi veren Yıldırım, TÜRKSAT 5B ve TÜRKSAT 6A uydularının fırlatılmasını heyecanla beklediklerini, gelecek yıl fırlatılması planlanan TÜRKSAT 6A’da %60’a yakın yerlilik oranını yakaladıklarını bildirdi.
Yıldırım, uydu çalışmalarında dünyanın geldiği noktayı da şöyle dile getirdi:
“Dünyada SPACE-X şirketi, Starlink projesiyle, efektif ve verimli çalışan, 12000 uyduyla, dünyayı sarmak için yakın yörüngeye uydu fırlama çalışmalarını devam ettiriyor. Şu anda 1050 sayısını geçmişler ve 1-2 yıl süreci içinde 12000 uyduyla dünyayı sarmayı hedefliyorlar. Aynı şekilde, çok bilinen Amazon firmasının sahibi Jeff Bezos’un Blue Origin şirketi, 3000 uydu ile bir sistem kurmak için bir proje yürütüyor hatta fırlatmalara başladılar. Yani kısaca uzayda çok önemli gelişmeler önümüzde duruyor. Benim bir sloganım var ‘Uzayda izi olmayanın dünyada sözü olmayacak’ diye, gerçekten de öyle bir döneme girdik. Bu konuda da biz Türkiye olarak gerekliliklerin farkında olarak önemli adımlar atmak üzereyiz.”
Yıldırım, Türkiye’nin haberleşme uyduları dışında bilimsel uydu geliştirme ve imalatında da adım atması gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
“Bilimsel maksatlı uzaya gönderilen Bilimsel Uydular; Hubble Teleskobu gibi uzaydan gözlem yapan, uzayın derinliklerine ulaşmaya çalışan, kâinatı anlamaya çalışan bilimsel uydular var. Türkiye’nin henüz böyle bir uydusu yok ancak TUA olarak böyle bir planımız, projemiz var. Yakın zamanda, umuyoruz bizim de bilimsel uydularımız uzayda görev alacak.”
Türkiye’nin yerde de teleskop kurmak için çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Yıldırım, “TÜBİTAK bünyesinde Antalya’da, ulusal bir gözlem evimiz var. Halen varolan altyapılarımıza ilave olarak Doğu Anadolu Gözlemevimiz kuruluyor. Erzurum’da 3170 metre rakımlı bir tepede, bir gözlemevimiz kuruluyor. 4 metre ayna çapı ile önemli bir boşluğu dolduracak.” dedi.
Yakında uzayda üretim çağının başlayacağına dikkat çeken Yıldırım, Türkiye’nin de buna ayak uydurmak için girişimlerde bulunduğunu belirtti.
Yıldırım, “Yakın bir zamanda uzayda üretim başlayacak. Bildiğimiz fabrika tarzı, belki işçilerin çalıştığı üretim değil ama robotların çalışacağı, robotik tarzda bir üretim başlayacak çok yakın bir zamanda. Bunu yakın yörüngede kurulacak platformlar üzerinde yapmayı planlıyorlar. Biz de Türkiye Uzay Ajansı olarak bu çalışmaları yürüten kurumlarla iş birliği yapmak için gerekli çalışmaları başlattık. En azından bu üretim faaliyetlerinin bir yerinde partner olarak bulunmak istiyoruz.” dedi.
Madencilik denince insanların aklına platin, altın, gümüş gibi değerli madenlerin geldiğini ifade eden Yıldırım, bugünkü teknolojiyle bu madenleri orada bulup dünyaya getirmenin çok daha pahalıya mal olması nedeniyle şimdilik böyle bir şey beklenmediğini söyledi.
Yıldırım şöyle dedi:
“Uzay madenciliği deyince bu işi yapanların aklına ilk önce su geliyor. Bunun altını çizmek isterim çünkü belki su, uzaydaki en kıymetli varlık. Tüm madenlerden daha kıymetli çünkü suya ulaşabildiğiniz zaman enerji ve teneffüs için oksijen sağlayabilirsiniz; içmek için su elde edebilirsiniz. Velhasıl, hayatı sürdürebilecek imkânlara kavuşma şansınız var. Tabii bu su uzayda buz kütleleri halinde. Nitekim Ay’ın güney kutbunda ciddi miktarda buz kütleleri bulunduğu içindir ki Ay’da bir koloni kurma ve insanların orada kalıcı olarak bulunması gündeme gelebildi.”
Uzay alanında çalışan insan kaynağında büyük sıkıntı olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Bu sektörde çalışan nitelikli beyinlerimizi, buraya, tersine beyin göçü ile ülkemize kazandırmak istiyoruz. Bakanlığımız aracılığıyla girişimlerimiz var. Hatta belli ölçüde, yabancı uzmanları da geçici süre istihdam etme gibi bir düşüncemiz de var. Ancak bu şekilde hızlanabiliriz.” diye konuştu.
Gençleri temel bilimler ve astrofizik gibi uzay bilimleri alanında ihtisaslaşmaya çağıran Yıldırım, “Temel bilimlerden; fizik, matematik, astrofizik vb. gibi bölümlere tercih yaparken kariyer endişesi yaşayan gençlerimize öyle ortamlar yaratmalıyız ki Ajansın vazifelerinden bir tanesi de bu olacak, temel bilimlerden mezun olan gençlerimizin iş bulmasını sağlayacak ortamlar yaratabilmeli ve gençlerin önünü açmalıyız.” diye konuştu.
20 ülke ile TUA olarak temasta oldukları bilgisini veren Yıldırım, “Bazıları ile anlaşmalar imzaladık. 5-6 ülke ile taslak anlaşmalar, gidip geliyor, 10’a yakın ülke ile ön görüşmeler yapıyoruz. Bunlar bize neler kazandıracak? Üniversiteler arası bilimsel iş birliği sağlayarak, kendi insan kaynağımızı geliştirme yönünde avantajlar sağlayacak. Tecrübe ve teknoloji aktarımı sağlayacak.” dedi.
Uzay hukuku alanında da bir boşluk olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Sayıları az ama iyi yetişmiş, uzay hukuku ile ilgilenen kalite olarak uzmanlarımız var. Hem milli mevzuatın hazırlanması hem de korunması noktasında gerekli çalışmaları yapacağız. Çünkü bazı hakları zamanında talep edip almazsanız daha sonra almanız çok zorlaşıyor. Dolayısıyla bunu kaçırmamız gerekiyor. “ dedi.
Yıldırım, TUA olarak çalışmalar yaptıkça, beyin göçünü tersine çevirecekleri umudunu da dile getirdi.