Mavi Vatan 2021 tatbikatının seçkin gözlemci gününe Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Hava Orgeneral Hasan Küçükakyüz de katıldı.
Akar ve komutanlar, Çanakkale’den helikopterle Ege Denizi açıklarındaki TCG Oruçreis Fırkateynine intikal etti.
Milli Savunma Bakanı ve TSK komuta kademesini, tatbikatın yönetildiği sancak gemisi TCG Oruçreis fırkateyninde Donanma Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu karşıladı.
İlk olarak Donanma Komutanlığı Harekât Başkanı brifing verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tatbikata katılan personele İstanbul’dan, canlı bağlantıyla hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilki 2019 yılında icra edilen Mavi Vatan tatbikatının, geçen yıl koronavirüs salgını nedeniyle yapılmadığını, bu yıl çok daha güçlü, kapsamlı, organize bir şekilde gerçekleştirilen tatbikatla, yerli ve millî silah sistemlerinin test edildiğini açıkladı.
Tatbikatta Türkiye’nin sahip olduğu ileri teknoloji ürünü harp araçlarının, personel tarafından kullanılmasını izleme fırsatı bulacaklarını da belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece ordunun bilgi, yetenek ve becerilerini görme, değerlendirme, varsa eksikliklerini giderme imkânı doğacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olduğuna ve tarih boyunca Türk milletinin bu zorlu coğrafyada bekasını korumak için deniz gücüne önem verdiğine dikkat çekti.
Türk Milletinin Çaka Bey’den Barbaros Hayrettin Paşa’ya, Turgut Reis’ten Seydi Ali Reis’e kadar nice büyük denizciler yetiştirdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı, bu kaptan-ı deryaların öncülüğünde denizlerde nice büyük zaferlere imza atıldığının altını çizdi.
“Preveze Deniz Zaferimizle, Akdeniz’i bir Türk Gölü’ne çevirmenin ötesinde asırlarca sürecek bir barış, huzur ve istikrar iklimini de tesis ettik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Donanmamızın güçlü olduğu dönemlerde, Akdeniz havzasıyla beraber Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika da altın çağını yaşamıştır. Deniz gücümüz bizi dünya siyasetinde zirveye taşıdığı gibi denizlerdeki kan kaybımız da beraberinde çok ciddi toprak kayıplarını getirmiştir. Osmanlının adalet sancağının gölgesi zayıfladıkça, gönül coğrafyamızda sömürgecilik ve zulüm egemen olmuştur. Ülkemiz açısından güçlü bir donanmaya sahip olmak bir tercihten öte zorunluluktur. Sadece ekonomik ve siyasi bakımdan değil, askerî ve savunma alanında da güçlü olmak durumundayız. Kendi vatandaşlarımız ve Kıbrıs Türkleri başta olmak üzere, bölgemizin her köşesindeki dostlarımızın haklarını korumak için buna mecburuz zira en küçük bir sendelemede, en ufak bir zafiyette, bize üzerinde yaşadığımız şu vatan topraklarını bile çok göreceklerini biliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde Suriye, Irak, Ege ve Doğu Akdeniz bağlamında tecrübe edilen hadiselerin, bu gerçeği bir kez daha hatırlattığına işaret ederek, “Ülkemiz açısından, özellikle bir terör koridoru marifetiyle Suriye sınırı boyunca kuşatılmamız unutulmamalıdır. Milletimizin ve Kıbrıs Türklerinin Doğu Akdeniz’deki hakları gasp edilmeye çalışılmıştır. Buna benzer pek çok hukuksuzluğa, gizli açık yaptırımlara maruz kaldık. Karşılaştığımız sayısız çifte standarda rağmen, menfaatlerimizi koruma kararlılığımızdan asla taviz vermedik” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin gerçekleştirdiği sınır ötesi harekâtlarla Suriye’nin kuzeyindeki terör zincirini üç farklı yerde parçaladığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu operasyonlarla, 8 bin 200 kilometrekareden fazla alanın DEAŞ’lı ve YPG’li teröristlerden arındırıldığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuzey Kıbrıs’ta oldubittilere müsaade etmeyeceğimizi gösterdik. Doğu Akdeniz’de bulunan hidrokarbon kaynakları üzerindeki haklarımızı, ne pahasına olursa olsun savunacağımızı açıkça ortaya koyduk. Uluslararası hukuk temelinde attığımız adımlarla Libya’nın darbeciler tarafından işgal edilmesine mani olduk. Ülkemizi Antalya sahillerine hapsetmeyi amaçlayan hukuksuz girişimlerin tamamını akamete uğrattık. Dağlık Karabağ’daki işgalin sonlandırılması başta olmak üzere aldığımız her inisiyatifi hamdolsun başarıyla sonuçlandırdık” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin bu adımları atarken kesinlikle yayılmacı, müdahaleci bir zihniyetle hareket etmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hep söylediğimiz gibi; hiçbir ülkenin toprağında, denizinde, egemenliğinde gözümüz yoktur. Biz sadece ‘hazır ol cenge, ister isen sulh-u salah’ diyen ecdadın rehberliğinde, vatanımızı ve haklarımızı korumaya çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın güvenliğiyle beraber bölgemizin ve coğrafyamızın da istikrarına katkı sunmaya gayret ediyoruz. Sahil Güvenliğimizle kendi kara sularımızda, donanmamızla dünyanın dört bir yanında tüm insanlığın barış ve huzuru için varlık gösteriyoruz. Bu çabalarımızda Deniz Kuvvetlerimiz; birikimi, disiplini, nitelikli personeli ve üstlendiği tüm görevlerde elde ettiği başarılarla bizleri gururlandırıyor. Aynı şekilde kara ve hava kuvvetlerimiz, sahil güvenliğimiz, jandarmamız, polisimiz, istihbaratımız gerçekleştirdiği operasyonlarla milletimize güven aşılıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik birimleri arasındaki iş birliği ve koordinasyon arttıkça her alanda başarı çıtasının daha da yükseldiğini ifade ederek, gerek basın yayın organlarında, gerekse şirketler ve ülkeler düzeyinde Türkiye’nin askerî kapasitesi ile savunma sanayiinin daha fazla gündeme geldiğini, konuşulduğunu, tartışıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün İnsansız Hava Araçlarında dünyanın en iyi üç, dört ülkesinden biriyiz. Savunma ihracatımız 248 milyon dolardan, 3 milyar dolar seviyesine geldi. Askerî gemi inşa sektörümüzün kabiliyetleri artık dünya çapında biliniyor. Şu ana kadar tersanelerimizde üretilen bedeli 3 milyar doları aşan 130’dan fazla deniz platformunu ihraç ettik. Dört yıl önce dünyanın ilk 100 savunma şirketi listesinde sadece iki firmamız varken, bugün aynı listede yedi firmamız bulunuyor” dedi.
Türkiye’nin kara ve deniz araçlarında kendi ihtiyacının ötesinde dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılayan bir ülke konumunda bulunduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini yapabilen 10 ülke içinde yer aldığına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde savunma kabiliyetlerimizi ve ordumuzu güçlendirmeye inşallah devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Unutmayalım denizlere hâkim olan cihana hâkim olur’ inancıyla, özellikle Deniz Kuvvetlerimizin caydırıcılığının artırılmasına büyük önem veriyoruz. Ocak ayında MİLGEM Projesinin beşinci gemisi olan İstanbul Fırkateyni’nin denize iniş törenini gerçekleştirdik. Bu sene içinde test ve eğitim gemimiz Ufuk’u ve çok maksatlı amfibi hücum gemimiz Anadolu’yu Deniz Kuvvetlerimize kazandıracağız. Önümüzdeki yıl ise yeni tip denizaltılarımızın ilki olan Piri Reis’i hizmete almayı planlıyoruz. MİLGEM İstif Sınıfında altı, yedi ve sekizinci fırkateynlerin inşasıyla ilgili süreci de inşallah yakında başlatıyoruz. Türkiye’yi her alanda olduğu gibi denizcilik alanında da dünyanın süper ligine taşımakta kararlıyız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mavi Vatan 2021 tatbikatına katılan karargâh, birlik ve gemilere başarılar dileyerek, sözlerini “Çelikten kaledir donanmamız / Şimşek çaktırır denizlerde / Karadeniz, Akdeniz, Ege / Mavi vatandır bizlere… Rabbim yar ve yardımcınız olsun. Aziz şehitlerimizin ruhu şad, mekânları cennet olsun. Denizleriniz sakin, pruvanız neta, bahtınız açık olsun” sözleriyle tamamladı.
Mavi Vatan 2021 tatbikatı, yerli ve millî silah sistemlerinin, gemilerin etkinliğinin test edilmesi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin harekâta hazırlık eğitimlerinin yapılması ve kuvvetler arasında müşterek çalışabilirlik anlayışının artırılması amacıyla gerçekleştiriyor.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığının planlı tatbikatları arasında yer alan Mavi Vatan 2021’in fiilî safhası, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de icra ediliyor.