Kundağı motorlu topçuların tarihi 1.Dünya Savaşı’na dayanmaktadır.
Kundağı motorlu topçuların ilk örneği İngiliz Ordusu’na ait ‘Gun Carrier Mark I‘ olarak bilinmektedir.
Kundağı motorlu topçular; basit bir namlunun motorlu bir kaideye yerleştirilmesi ile oluşan sistemlerdir. Savaş anında tanklara destek veren topların gerek arazi koşulları gerekse saldırı şemasından kaynaklı geride kalması kundağı motorlu topçuların gerçek anlamda savaşta yer alması düşüncesini benimsetmiştir.
Kundağı motorlu sistemlerin sahip olduğu stratejik kabiliyet nedeniyle, Ruslar kundağı motorlu topçuları; ‘Muharebe Alanının Tanrısı’ olarak nitelendirmektedir.
Savaş birlikleri arazide belli bir doktrine göre ilerlemektedir.Almanlar, Blitzkrieg Doktrini ile birçok bölgesinde rakiplerine büyük üstünlük sağlamıştır. Bu doktrin, etkili bir topçu baraj ateşine ilave olarak Ju-87 Struka pike bombardıman uçaklarının kritik noktalardaki hedefleri etkisiz hale getirmesine ve ardından açılan gedikten zırhlı birliklerin ilerlemesine dayanmaktadır.
Buna rağmen Barbarossa Harekatı‘nda önemli sorunlar ortaya çıkmıştır. Rusya’nın kendi steplerinde, hattın gerisinde tekrar organize olması, panzerlerin başlangıç noktalarından çok uzak yerlerde çatışmaya başlamasını zorunlu hale getirmiştir. Stuka‘ları Baltık Denizi’nden Karadeniz’e uzanan cephe hattı boyunca bir arada kullanmak mümkün olmamıştır. Bu olay normal toplar yerine kundağı motorlu topçuların kullanılması konusunda kırılma noktası olmuştur.
Başlangıçta cephe gerisinde bulunan bakım atölyelerinde teknisyenler tarafından kulesi arızalı tankların şasesi üzerine topların yerleştirilmesi gibi doğaçlama çözümler geliştirilmişti. Ortaya çıkan araçların başarısı üzerine de özel tasarım araçların üretimine geçilmiştir.
Almanların Hummel ve Wespe ile başlattıkları akım müttefikleri tarafından da benimsenmiştir. ABD M70 Priest, İngiltere Bishop ve SSCB SU-76, SU-122 ile SU-152‘leri aynı yıllarda ordularına dahil etmiştir.
KMO’lar birçok soruna cevap vermektedir. Muharebe sahasında hava tehdidi ve gelişmiş hedef tespiti sistemleri tarafından yönlendirilen uzun menzilli topçu sistemleri ile gerçekleştirilen karşı bataryasının kısa süre içerisinde mevziye girip atışını yaptıktan sonra mevziyi hızla terk etmesi zorunludur. Kundağı motorlu topçular hareketli yapılarıyla bu soruna çok iyi cevap vermektedir. Ayrıca zırhlı koruması ile mürettebatına güvenli çalışma ortamı sağlamaktadır.
Savaş sahasında kundağı motorlu topçuların tek eksiği tanklar kadar zırhının bulunmamasıdır. Tanklara karşı direk muharebeye sokulsalar da çatışmaya uygun balistik korumaya sahip değildirler. Bu nedenle NATO konseptleri içinde kundağı motorlu topçular yakın muharebeye sokulmamaktadır. Çekili topçu birliklerinden farklı olarak kolaylıkla imha olmazlar. Çünkü kundağı motorlu topçular çekili obüslere nazaran daha hızlı bir şekilde bölgeyi terk edebilmektedir. Kundağı motorlu topçuların kapalı bir sisteminin olması *NBC ortamında çalışmayı sağlamakta olup beka kabiliyetini arttırmaktadır.
Kundağı motorlu topçular tüm özelliklerine rağmen devamlı bir çözüm değildir. Ulaşımın sağlanamadığı engebeli arazilerde yüksek mevkilere atış gücü sağlayacak bir sistem konuşlandırılması gerektiğinde çekili sistemler tercih edilmektedir. Havadan nakil edilebilirliği düşüktür. Ayrıca bakım, onarım ve idame konularında yüksek maliyet gerektirmektedir. tüm bu dezavantajlara rağmen modern zırhlı birliklere refakat edebilecek anında ateş gücü sağlayabilecek en iyi sistemdir.
Zaman ilerledikçe gelişen teknoloji ile kullanım kolaylığı ve maliyet kriterleri dikkate alındığında çekili topçular ve kundağı motorlu topçu sistemleri arasındaki boşluğu dolduracak yeni araçlar üzerine çalışmalar devam etmiştir.
Nexter üretimi Ceasar‘ın açtığı yolda Aerostar’ın Atrom, Denel’in Condor ve Soltam’ın Atmos 2000‘i gibi birçok sistem ortaya çıkmıştır. Bu araçlar görünüş olarak KMO’lara benzese de mevcut kundağı motorlu topçuların kullanım amacına uygun değildir. En önemli farkları havadan nakledilebilir olmaları ve kundağı motorlu topçuların coğrafi nedenlerle kullanılamadığı yerlerde görev yapabilmeleri olmuştur.
Diğer yandan BAE Systems Bofors tarafından geliştirilen Archer, tamamı zırhlı yapıya sahiptir. Mürettebat, balistik koruma altında görevini yerine getirebilmektedir. Archer bu yapısıyla yeni nesil kundağı motorlu topçuların en üst seviyesini temsil etmektedir.
Gelişim devam etmektedir. Başlangıçta bir şase üzerinde olan bu sistemler daha sonra *NBC ortamında göreve devam edebilmesi için kuleler ile donatıldı. Yüzde yüz saha analizi için 360 derece hareket kabiliyeti oluşturuldu. Herhangi bir arıza veya darbe sonrasında atışlara devam edebilmesi için yardımcı güç üniteleri bulunmaktadır.
‘Tek top batarya’ prensibine dayalı tasarıma sahip bir kundağı motorlu topçu, daha fazla patlayıcıyı, altı toplu bataryalardan daha uzağa, daha kısa sürede ve nokta atış kabiliyetinde gönderebilmektedir.Ayrıca GPS destekli Excalibur gibi mühimmatlar, atış hassasiyetinin artması ve meskun mahalde yan hasarı asgari düzeyde tutarak tek bir binanın vurulmasını olanaklı hale getirmektedir.
Bonus ve Krasnopol gibi mühimmatlarla ise Topçu, zırhlı birliklere karşı etkinliğini arttırmıştır. bu sistemler her türlü hava koşulunda görevini yerine getirebilmektedir. Bu sistemlerin cephede olan varlığının gerçek ve psikolojik faydaları vazgeçilmez olmalarını sağlamaktadır.
*NBC: Nükleer Biyolojik Kimyasal