Kıbrıs’ta Barış ve Huzurun 50’nci Yıl Dönümü Coşkulu Etkinliklerle Kutlandı.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci Yıl Dönümü dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet erkânı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeydi.
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler de Mutlu Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümü kutlamalarına katılmak ve resmî temaslarda bulunmak üzere Lefkoşa’ya gitti.
Milli Savunma Bakanı Güler, ilk olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile görüştü.
Ziyarete, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr.Haluk Görgün, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu da katıldı.
Yaşar Güler, daha sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından kabul edildi.
Cumhurbaşkanı Tatar, ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade etti ve Mutlu Barış Harekâtı’nın Ada’da sadece Türklere değil, Rumlara ve Yunanlılara da barış ve huzuru getirdiğini vurguladı.
Ersin Tatar, “Allah Mehmetçiklerimizi korusun, Mehmetçikler bizim her şeyimizdir, en büyük değerimizdir. Biz Mehmetçiklere dua ediyoruz, bir Mehmetçik şehit düştüğünde bizler de burada ağlıyoruz. Çünkü yüreğimiz hep sizinle bir. Allah milletimizi korusun, biz Türkiye’ye güvenerek bugünlere kadar geldik” dedi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de Kıbrıs Barış Harekâtının 50’nci yıl dönümü vesilesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunmaktan ve bu vesilesiyle Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı ziyaret etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade ederek, “Bizleri ağırladığınız için de şükranlarımı sunuyorum.” diye konuştu.
“Şanlı tarihimizde müstesna bir yere sahip olan harekâtın yıl dönümünün haklı gurur ve mutluluğunu yaşadığımız bu özel ve anlamlı günde Kıbrıslı kardeşlerimizle birlikte olmaktan ve 50’nci yıl dönümünü bu Kutlu Barış Harekâtı’nı kutlamaktan da ayrıca büyük bir mutluluk duyduğumuzu da ifade etmek istiyorum.”diyen Güler, şunları söyledi.
“Malumunuz Türkiye yıllarca devam eden Kıbrıs sorununun soydaşlarımıza yönelik zulüm ve baskıya dönüşmesi karşısında uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanmış, garantörlük hakkımızla birlikte Mutlu Barış Harekâtı’nı icra etmiştir. Kahraman ordumuzun bir başarıyla gerçekleştirdiği Mutlu Barış Harekâtı’ndan sonra adaya barış ve huzur gelmiş. Sadece Kuzey Kıbrıs’taki kardeşlerimiz için bu barış ve huzur gelmedi. Aynı zamanda Güney Kıbrıs’taki Rumlar ve Yunanların için de bu barış ve huzur 50 yıldır onların da lehine, aynı şekilde kullanmaktalar. Kıbrıs sorunun çözümüne yönelik zatıalilerinin engin vizyonuyla ortaya koyduğu yoğun gayretler geleceğe yönelik umutlarımızı da artırmaktadır. Türkiye olarak yarım asır önce olduğu gibi bugün de garanti ve ittifak anlaşmaları doğrultusunda tüm gücümüzle ve imkânlarımızla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ve Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle aziz şehitlerimizi ve Kıbrıslı mücahitler ile mücahideleri ve ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyor, harekâtta görev almış tüm komutanlarımızı kahraman Mehmetçiklerimizi saygıyla yâd ediyorum.”
Kabulde Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile birlikte Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu da yer aldı.
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı ziyaretinin ardından Lefkoşa Büyükelçiliğine geçti.
Büyükelçi Metin Feyzioğlu’ndan çalışmalara ilişkin bilgi alan Milli Savunma Bakanı, daha sonra Lefkoşa’daki Kıbrıs Türk Tarih, Kültür ve Millî Mücadele Müzesi’nde düzenlenen “50’nci Yıl Sergisi“nin açılış törenine katıldı.
Serginin açılışını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, birlikte yaptı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve açılışa katılanlar birlikte sergiyi gezdi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, burada yaptığı konuşmada, sergideki fotoğrafların Türk Silahlı Kuvvetleri arşivinden olduğunu hatırlattı.
Mutlu Barış Harekâtı’nda çekilen zorlukları anlatması bakımından bu serginin önemli olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Mehmetçiklerimizin ve Mücahitlerimizin birlikte o zorlukları nasıl aştıklarını hep birlikte bu fotoğraflardan görme fırsatı bulacağız.” diye konuştu.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de konuşmasında, serginin hazırlanmasına emeği geçenlere, katkıda bulunanlara şükranlarını iletti.
Milli Savunma Bakanı Güler, şunları ifade etti:
“Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümünü idrak etmenin tarifsiz mutluluğu ve haklı gururuyla 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramımızı da en içten duygularımla kutluyorum. Geçmişteki soydaşlarımızın maruz kaldığı türlü zorluk ve zulümleri görsel materyaller üzerinden en doğru ve en güzel şekilde anlatan bu serginin, bizlere önemli bir bilgi hazinesi sunduğunu; böylece tarihimizin öğretilmesine yönelik oldukça faydalı olduğunu değerlendiriyorum. Şüphesiz ki tarih, ilham ve ibretlerle anlam kazanmaktadır. İçinde bulunduğumuz bu müzedeki birbirinden değerli koleksiyonlar da, bu manada bizler için muazzam bakış açıları sunmakta, bilgilerimizi geliştirmekte ve bizlere yeni düşünce pencereleri açmaktadır. Bu gibi müze ve sergiler vasıtasıyla tarih şuurumuzu daima canlı tutmak, millî birliğimizi güçlendirmek son derece önemlidir. Bu duygu ve düşüncelerle vatan, bayrak ve istiklal uğruna büyük bir mücadele verip bu kutsal topraklarda Kıbrıs Türkü’nün varlığını ebedî kılan ve bizlere bu gurur gününü yaşatan aziz şehitlerimizi, ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi, Mücahit ve Mücahidelerimizi saygı ve minnetle yâd ediyorum. Hayatta olan kahramanlarımıza saygı ve şükranlarımı sunuyorum.”
Sergide, 1974 yılında gerçekleştirilen Mutlu Barış Harekâtı’na ait eserler yer alıyor.
Serginin açılışından sonra Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başkanlığındaki heyet, Boğaz Şehitliği’ni, Kıbrıs Türk halkının var oluş mücadelesinin lideri Dr. Fazıl Küçük ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın kabrini ziyaret etti.
Ziyaretlerde, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ve TSK Komuta Kademesi de yer aldı.
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ve beraberindeki TSK Komuta Kademesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclis Başkanlığı tarafından düzenlenen resepsiyona katıldı.
Mutlu Barış Harekâtı’nın 50’nci yılı dolayısıyla Girne’deki Yavuz Çıkarma Plajı’nda “Şafak Nöbeti” etkinliği de düzenlendi.
Mehmetçiklerin 50 yıl önce Ada’ya çıkarma yaptığı plajda toplanan Kıbrıs Türkleri, Armoni Mızıkası Komutanlığı ve Mehteran Birliği tarafından seslendirilen marşlara eşlik etti.
50 yıl önce Türk askerinin adaya çıkış anları da komandolar tarafından canlandırıldı.
Şehitler ve gaziler için dualar edildi; TRT ses sanatçıları, çeşitli marşları seslendirdi.
Gecenin sonundaysa ünlü Sanatçı Ferhat Göçer sahne alarak Mutlu Barış Harekâtı için hazırladığı 50’nci Yıl Marşı’nı seslendirdi.
Törenler için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birlikte Lekoşa’daki Atatürk Anıtı’na çelenk koyma törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Atatürk Anıtı’na çelenk koydu; saygı duruşunda bulunuldu.
İki Cumhurbaşkanı, Anıt Özel Defteri’ni de imzaladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özel defter’e şunları yazdı:
“Kahraman Silahlı Kuvvetlerimizin Kıbrıs Türk halkı ile omuz omuza mücadele ederek gerçekleştirdiği 20 Temmuz Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümüne kavuşmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Türk milleti, istiklal ve istikbaline olan sarsılmaz bağlılığını bu harekâtla tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Kıbrıs Türk halkı, zaferle taçlandırdığı bağımsızlık mücadelesini Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle, kararlı bir şekilde sürdürmekte, geleceğe umut ve güvenle bakmaktadır. Çetin mücadeleler neticesinde, şehitlerimizin canı pahasına kazanılan özgürlüğün ilelebet devam edeceğine yürekten inanıyorum. Bu vesileyle bu toprakları vatan olarak bırakan şehitlerimizi tekrar rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyorum. Ruhun şad olsun.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da şunları yazdı:
“Aziz Atamız, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 50. yılında sizi bir kez daha saygı ile anıyoruz. İlke ve devrimlerinizi içtenlikle benimsemiş olan Kıbrıs Türk halkı, laik ve demokratik kimliği ile yoluna devam etmekte ve bilimi rehber edinerek çağdaş uygarlık hedefine ulaşmak için Türkiye Cumhuriyeti’nin de büyük desteği ile uğraşlarını sürdürmektedir. Bağımsızlık ve Özgürlük yolunda verilen mücadelemizin taçlandırıldığı günün 50. yıldönümünde aziz şehitlerimizi anmak ve esaretten kurtulup özgürlüğümüzü kazanmamızın yıldönümünü kutlamak için bugün huzurundayız. Kıbrıs Türkleri sizden almış oldukları ilhamla en kötü dönemlerde Kıbrıs’ta Türklüğü korumak için büyük mücadeleler içerisinde bulunmuş, bu uğurda şehitler vermiştir. Sizlerin bize aşıladığı mücadeleci ruh sayesinde ve kurucusu olduğunuz Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük desteği ile kazanılan özgürlüğümüzü de ayni mücadele ruhu ile korumaya ve kollamaya and içtik. Sizden aldığımız ışık yolumuzu aydınlatacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle sizi bir kez daha saygı ile anıyoruz. Ruhunuz şad olsun.”
Daha sonra Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Töreni’ne geçildi.
Törene TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler,
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, TBMM Başkanvekilleri Bekir Bozdağ ve Celal Adan, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti Genel Başkanvekilleri Efkan Ala, Mustafa Elitaş, AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Zafer Sırakaya, Hamza Dağ, Ömer İleri, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin, Muhammet Emin Akbaşoğlu, Abdulhamit Gül, MHP Grup Başkanvekilleri Erkan Akçay, Muhammed Levent Bülbül, Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı Süleyman Soylu, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcısı Çağatay Özdemir, milletvekilleri, eski bakanlar, siyasi parti temsilcileri, Kıbrıs Barış Harekatı gazileri ve yakınları ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve kuvvet komutanları da törendeydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Burada öncelikle bir hususu ifade etmek isterim. Bugün, tıpkı yarım asır önce olduğu gibi yine tek yüreğiz, tek bileğiniz. Ana vatan Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak sırt sırtayız. İktidar, muhalefet ayrımı olmadan bugün burada bulunmamız, Türkiye’nin ve Türk milletinin Kıbrıs davasına verdiği önemin göstergesidir. Kuzey Kıbrıs bizim göz bebeğimizdir, canımızdan bir parçadır. Burası bize sadece şehitlerimizin değil aynı zamanda Hazreti Osman’ın, sahabenin, bu toprakları fetheden kahraman ecdadımızın da emanetidir. İnşallah bu emanete sıkı sıkıya sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Varlıklarıyla, Kıbrıs Türkü’ne cesaret aşılayan, ortak gururumuzu paylaşan 85 milyonun, sizlerin yanında olduğunu haykıran tüm siyasetçilere, siyasi partilerimizin genel başkanlarına da hassaten teşekkür ediyorum. Millî meselelerde ortaya koyduğumuz ortak dayanışma tablosunu inşallah güçlendirerek devam ettireceğiz. Rabbim birlik ve beraberliğimizi daim eylesin.”
“Birleşmiş Milletler Barış Gücü Bile Cinnet Furyasını Durduramadı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün sadece kahramanca bir mücadeleyi anmak için değil, aynı zamanda tarihî gerçekleri bir kez daha haykırmak için de burada bulunduklarını dile getirdi.
Kıbrıs, Barış Harekâtı’nın ne için yapıldığını, Türkiye’nin böyle bir kararı niçin aldığını daima akılda tutmak zorunda olduklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“1963-1974 yılları, Kıbrıs Türkleri için adanın yüzde 3’lük bir kısmına hapsedildikleri, kan, gözyaşı, zulümle dolu bir dönem demektir. Kıbrıs Türk halkı hem kurucusu ve ortağı olduğu devletten dışlanıyor hem de eli kanlı EOKA’nın insanlık dışı baskı ve saldırılarına maruz kalıyor. Adaya konuşlandırılan Birleşmiş Milletler Barış Gücü bile cinnet furyasını durduramadı, katliamın önüne geçemedi. 1974 yılına gelindiğinde Kıbrıs Türkü’nün varlığına kasteden, insanlık dışı saldırılar zirveye ulaşmıştır. Tam 50 yıl önce bugün kahraman Mehmetçik, Kıbrıs Türkü’nün istiklaline vurulmak istenen hançeri sökmek üzere tarihî bir adım attı. 20 Temmuz 1974 Anavatan ve garantör ülke olarak uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerimiz ile tarihin omuzlarımıza yüklediği sorumlulukla harekete geçtiğimiz tarihtir.”
“Türkiye Olarak Bu Sorumluluğun Gereğini Yerine Getirdik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan olmak, vicdan sahibi olmak bize ne sorumluluk yüklüyorsa Türkiye olarak bu sorumluluğun gereğini yerine getirdik. O gün tüm dünyaya Kıbrıs Türkü’nün yalnız olmadığını ve asla yalnız bırakılmayacağını gösterdik.” ifadelerini kullandı.
“Rumların ateşe verdiği ekin tarlalarına, gül bahçesine girer gibi paraşütle indirme yapan Mehmetçiğimiz, mayın döşenmiş sularda Barbaros misali ilerleyen denizci leventlerimiz cesaretlerini bir kez daha tarihe kazımıştır.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Kıbrıs Barış Harekâtı, Kıbrıs Türk’ünü zulümden kurtararak özgürlük ve refaha kavuşturmuş, geleceğe güvenle bakmasını sağlamıştır. Doktor Fazıl Küçük, o tarihî günü şöyle anlatıyor; ’20 Temmuz sabahı doğan güneş, Kıbrıs Türkü’nün 11 yıllık karanlığını silip götürmüş, özgürlüğü getirmiştir.’ Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ise ’20 Temmuz ömrümün en mutlu günü’ diyerek yaşadığı duygu selini ifade ediyor. Şunun bilinmesini isterim, o gün burada hangi coşku, sevinç ve gurur hâkimse, Türkiye’de aynı bayram havası hâkimdir. Bugün de bayram olarak kutladığımız 20 Temmuz’u Kıbrıs Türk halkının barış ve istikrar özlemi ve idealleri doğrultusunda egemenlik haklarının ve eşit statüsünün korunmasının sembolü olarak görüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
“Adanın güneyinde ise maalesef kendilerini Kıbrıs adasının tek hâkimi olarak gören şımarık bir zihniyet var. Öyle bir vahametle karşı karşıyayız ki Rum lider, EOKA teröristlerini anma törenlerine katılıyor, Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizi güneye geçtiklerinde saldırıya uğruyor, tutuklanıyor, güneydeki camiler kundaklanıyor. Rumlar, Kıbrıs Türkü’yle, siyasi gücü ve adanın doğal kaynakları da dâhil ekonomik refahı paylaşma niyetlerinin olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Geçenlerde maalesef Yunanistan Savunma Bakanı, yine akla ziyan açıklamalar yaptı. Sayın Miçotakis ile yurt dışında bir araya geldik ve kendilerine ‘Ayın 20’sinde biz Kuzey Kıbrıs’tayız. Duydum ki sen de güneydesin. Herhalde oradan Dendias gibi bizlere sataşma yapmazsın.’ Böyle bir şey düşünmediğini söyledi. ‘Böyle bir şey düşünmüyorsan mesele yok’ dedik, yola devam.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede devam eden çatışmalar karşısında tüm adanın güvenliğini tehdit etme riski olan son derece sorumsuz adımlar atıldığına dikkati çekerek, “Aynı suda iki kez yıkanılmaz. Ada’daki gerçekleri görmezden gelerek hiçbir yere varılmaz. Kıbrıs’ta federal bir çözümün mümkün olmadığına inanıyoruz. ‘Müzakerelere, yıllar önce İsviçre’de bıraktığımız yerden devam edelim’ demenin kimseye faydası yoktur. Bakın biz müzakereye, görüşmeye, Kıbrıs’ta kalıcı barışı ve çözümü sağlamaya hazırız. Çözüm yolunda uzatılan hiçbir eli havada da bırakmayız.” diye konuştu.
“Kıbrıs Türk Tarafı, Rum Tarafıyla Her Alanda Eşit Olarak Müzakere Masasına Oturmalı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih boyunca bu konudaki hüsnüniyetin defalarca gösterildiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Bugüne kadar çözümü samimiyetle isteyen, bunun için fedakârlıkta bulunan, riski alan, irade sergileyen taraf Kıbrıs Türkü ve Türkiye olmuştur. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın 2023 Nisan ayında Cenevre’de yapılan toplantıda ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonu çok kıymetlidir. Kıbrıs Türk tarafı, Rum tarafıyla her alanda eşit olarak müzakere masasına oturmalıdır. O yüzden ‘çözüm istiyorsanız Kıbrıs Türk’ünün müktesep haklarını tescil edin’ diyoruz. Adanın garantör ülkelerinin liderlerinin her iki devleti de beraberce ziyaret edecekleri günleri de göreceğimizi ümit ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “bu içten temenniyi” Washington’daki NATO Zirvesi’nde görüştüğü Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e de bizzat söylediğini bildirdi ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki diyalog zemininin güçlendirilmesinin, Kıbrıs meselesinin çözümüne de katkı yapacağını söyledi.
“Adanın Kadim ve Asli Unsuru Kıbrıs Türklerinin Yok Sayılması Mümkün Değil”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası alanda etkin iç hukuk yolu olarak tanınan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun Ada’da mülkiyet konusunda çözümün yegâne adresi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bunun dışında başka yollara tevessül edenler, Kıbrıs Türkü’nü baskı altına alarak hedeflerine ulaşacağını zannedenler büyük bir yanılgı içindedir. Ne biz oldubittilere müsaade ederiz, ne de Kıbrıs Türk halkı tehditlere boyun eğer. Ada’nın kadim ve asli unsuru Kıbrıs Türklerinin yok sayılması mümkün değildir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve iki devletli çözümün hayata geçmesine yönelik gayretlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Şuşa’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmî Zirvesi’ne, Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın iştiraki bunun en son örneği oldu. Bu süreçte sergilediği dirayet için Azerbaycan Cumhurbaşkanı kardeşim Aliyev’e de buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Türk’ünün haksız ve hukuksuz şekilde maruz bırakıldığı izolasyonun kırılması, ambargonun kaldırılması için çabalarının daha da artacağını kaydederek, şehitlerin kanları üzerine kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güçlü, müreffeh, itibarlı bir devlet hâline gelmesi için desteklerinin baki olduğunu söyledi.
2024 İktisadi ve Mali İş Birliği Anlaşması’nda yer alan bütün hususların süratle uygulanması için gereken desteği verdiklerini, sonuna kadar da vereceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Belediyelerimiz ve resmî kurumlarımız geniş bir yelpazede pek çok projeyi Kuzey Kıbrıs’ın dört bir yanında hayata geçiriyor. Ulaştırmadan tarım ve sulamaya, turizmden güvenliğe, konuttan afetlere hazırlığa kadar her alanda Kıbrıs Türk halkının yanındayız ve destekçisiyiz. Bu vesileyle Kıbrıslı genç kardeşlerimle şu müjdeyi paylaşmak istiyorum; temmuz ayı itibarıyla artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerin katkı payı ve öğrenim ücreti bakımından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerle aynı esaslara tabi olmasını kararlaştırdık. Aldığımız bu kararın Türk üniversitelerinde eğitim görmek isteyen Kıbrıs Türkü öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye olarak Kıbrıslı kardeşlerimizle ekmeğimizi de suyumuzu da geleceğimizi de paylaşmaya devam edeceğiz. 50 yıl önce bu topraklarda tesis ettiğimiz barış ve huzur ortamını inşallah muhafaza edecek bunun zedelenmesine izin vermeyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın Kıbrıs Türk halkına ve Türk milletine hayırlı olmasını dileyerek, “Barış Harekâtı’nda şehit olan Mehmetçik ve mücahitleri tekrar rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyorum. Kuzey Kıbrıs’ın özgür, bağımsız, güvenli ve huzur dolu bir devlet olarak geleceğe yürümesi için mücadele eden, ter döken herkesi, tüm devlet ve siyaset adamlarımızı rahmetle yardım ediyorum.” dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ensin Tatar ise törendeki konuşmasına, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan’dan gelen milletvekili heyetleri ile tüm konuklar ve halkı selamlayarak başladı.
“Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne kavuştuğu 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın 50. yıldönümünü büyük bir coşkuyla kutlamanın sevinci ve mutluluğunu yaşıyoruz” diyen Tatar, şöyle devam etti:
“Rum liderliği, Kıbrıs Türklerini 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nden silah zoruyla dışlayarak bu Cumhuriyeti Enosis’e bir sıçrama tahtası olarak kullanmaya kalkmıştır. 21 Aralık 1963’de Kıbrıs Türklerini imha Planı olan Akritas planını Kanlı Noel’le acımasızca uygulamaya koyan Rumlar, 103 köyümüzü yakmış, yıkmış halkımızı yerinden yurdundan göç etmek zorunda bırakmıştır. Vefakâr ve cefakâr halkımız, 11 yıl boyunca en zor koşullarda göçmen çadırlarında yaşamış, açlığa ve yoksulluğa itilmiş, boyun eğmemiş, esir olmamış; başı dik, mücadele ederek Türklüğün onur ve şerefini çiğnetmemiştir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 186 sayılı 4 Mart 1964 tarihli kararı ile 60 yıl önce yaratılan statüko sayesinde Rum liderliği haksız, hukuksuz ve talihsiz bir şekilde Adanın tek hükümeti olarak hala daha kabul görmektedir. 1963 Kanlı Noel saldırıları ile başlayan çatışma ve katliamlar Erenköy ve Geçitkale dahil Kıbrıs’ın çeşitli bölgelerinde 1974 yılına kadar devam etmiştir. Erenköy Şehidi Milli Şairimiz Süleyman Uluçamgil; Ne çıkar aramızda Akdeniz varsa, Ne fark var aramızda, Hep aynı sınırlarda sıvanmışız, Kimimiz ‘ölürken’ diyoruz Kimimiz ‘ölürkana’ dizeleriyle Anadolu ve Kıbrıs Türklerinin ortak mücadelesini dile getirmiştir. Şehit Şairimiz Uluçamgil’i bu vesileyle rahmet ve minnetle anıyorum.”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum-Yunan ikilisinin 1963-1974 yılları arasında bir taraftan katliamlar yaparken, diğer yandan da Adayı Yunanistan’a ne zaman bağlanacağının hesabını yapmaya devam ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Nitekim, Yunanistan’daki askeri cunta yönetimi ile EOKA milisleri, 15 Temmuz 1974 darbesiyle ‘Kıbrıs Elen Cumhuriyeti’ni ilan ederken ana hedefleri halkımızı yok edip Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmekti. Bu süreçte Halkımızın gözü Toroslarda, kulağı da Ankara’daydı. 15 Temmuz darbesinden sonraki günler sanki de aylara bedeldi. Garantör ülke Anavatan Türkiye’nin Başbakanı Ecevit, önce 18 Temmuz günü Garantör ülke İngiltere’ye giderek İngiliz Başbakanı Callahan ile istişare etmiş, ardından Amerika Birleşik Devletleri Özel Temsilcisi Cyrus Vance ise acilen Atina ve Ankara’ya gönderilmişti. Ecevit, Cyrus Vance’e, ‘ülkenize dönmek istiyorsanız acele edin, çünkü biraz sonra havalimanları kapanacak. Türk Silahlı Kuvvetleri şu anda Kıbrıs açıklarında’ uyarısında bulunmuştu. Kıbrıs’ta ise silah sesleri susmuş; ne Türk tarafında ne de Rum tarafında çıt çıkmıyordu. Yunan Birlikleri ile EOKA B, Atina’dan, Cunta’nın talimatlarını bekleyedursun, Türk Havva Kuvvetlerine ait Türk Jetlerinin gökleri yırtıp Kıbrıs Semalarında yankılanacak sesi Kuzey’den gelmek üzereydi. Kıbrıs Türk Halkının artık tahammülü kalmamıştı. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 sabahı Barış Harekâtını gerçekleştirme kararı almıştı. 20 Temmuz 1974 sabahı Türk askeri Girne sahillerine ayak basarken, paraşütlerle de gökten yağmur gibi toprağa iniyordu. O gün, halkımız ve Mücahitlerimiz büyük bir özlemle Mehmetçikle kucaklaşırken sevinç gözyaşları hala hafızalarımızdan silinmemiştir.”
Cumhurbaşkanı Tatar, Dr. Fazıl Küçük ile Rauf Raif Denktaş’ın yaktığı meşalelerin yollarını aydınlatırken, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinin de yollarını çizdiğini vurguladı.
“Bu yol özgürlük, bağımsızlık ve hürriyet yoludur” diyen Tatar, “Ne diyor İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy? Hakkıdır, hakka tapan milletimin istiklal. Dünyada hak ettiğimiz yeri er geç bir gün mutlaka alacak, hedeflerimize ulaşacağız.” vurgusu yaptı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk tarafı olarak müzakere süreçlerinde uluslararası çözüm önerilerine her zaman samimi, olumlu ve yapıcı bir tutum gösterdiklerine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Amacımız, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmaya ulaşmaktı. Ama ne var ki, değişmeyen Rum zihniyetinin hâkimiyetçi ve dayatmacı tutumu tüm müzakere süreçlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuştur. Rum tarafı hala daha federal çözüm adı altında Kıbrıs Türkü’nün azınlık pozisyonunda olacağı ve Avrupa Birliği içerisinde üniter bir yapıya dönüştüreceği çözümde ısrar etmektedir. Bu çözüm şekliyle de Türkiye’nin garantörlüğünün ve müdahale hakkının kaldırılmasını, Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılması talebiyle, devletimiz ile egemenliğimizi yok etme hedeflerini kabul etmemiz asla mümkün değildir.”
İzolasyonlar Asla Kabul Edilebilir Değil
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkına 60 yıldır uygulanan insanlık dışı ambargoların savunulacak hiçbir yanı olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türklerine uygulanmakta olan ambargolar ve izolasyonlar günümüz dünyasında asla kabul edilebilir değildir. Annan Planı sonrasında 1 Mayıs 2004 tarihinde Rum tarafının tek yanlı, haksız yere Kıbrıs sorununa çözüm bulunmadan Avrupa Birliği ilkelerine ters düşülerek üyeliğe alınması Kıbrıs sorununun çok daha karmaşık hâle gelmesine neden olmuştur. Avrupa Birliği güvencesini arkasında hisseden Kıbrıs Rum Kesimi hiçbir antlaşmaya yanaşmamakta, Kıbrıs Türklerini Kıbrıs adasında bir azınlık haline getirmek ve kendine muhtaç etmek amacı ile sürekli farklı söylemler üreterek zamana oynamaktadır. 60 yıldır çözüm bulmak adına geçirilen boşa zaman, Annan planı süreci ve Crans Montana’da yaşananlar, artık yerini 2021 yılında Cenevre’de ilk kez gündeme getirdiğimiz yeni siyasetimize bırakmıştır. Beklentimiz, Egemen Eşit ve Eşit Uluslararası Statü temelinde Kıbrıs Türk Halkının pozisyonunun teyit edilmesidir.”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre zirvesinin ardından Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres tarafından yapılan tespitin çok net olduğunu vurgulayarak, “Sayın Guterres, bir sürecin başlamasına yönelik olarak iki taraf arasında ortak zeminin bulunmadığını ortaya koymuş ve değişik fikirlerle gelinmelidir demiştir. Sayın Guterres’in bu söylemi Kıbrıs gerçekleriyle uyum sağlamaktadır.” dedi.
Rum Yönetiminin, bazı ülkelerle anlaşmalar yaparak Güney’i, askeri bir operasyon merkezi hâline getirmesinin Ada’yı tehlikeye attığına da işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:
“Rum yönetiminin yaptığı tarihi hatalar Güney Kıbrıs’ı bazı büyük örgütler tarafından hedef haline getirmiştir. Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, 16 Temmuz 2024 günü Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne yaptığı ziyarette Larnaka yakınındaki Mari’de bir deniz üssü inşa edilmesi konusunda Rum yönetimiyle anlaştıklarını açıklamıştır. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanlığından 17 Temmuz 2024 tarihinde yapılan açıklamada da ifade edildiği üzere Kıbrıs Türklerini ve kahraman Türk ordusunu hedef alan Yunanistan Savunma Bakanı Dendias’ın düzeysiz, yalan ve iftira dolu açıklamasını biz de şiddetle kınıyoruz. 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile Kıbrıs Adasında son 50 yıldır sürdürülen barışı bu şekilde tarihi hatalarla bir çatışmaya veya birilerinin hedef tahtası yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Rum tarafının provokatif adımları, üçüncü ülkelerle yaptığı askerî anlaşmalar ve ortak tatbikatlar gerginliğe hizmet etmektedir. Uluslararası camia, nasıl ki 1963-74 döneminde Rumların Kıbrıs Türk halkına yönelik saldırılarına seyirci kaldıysa, günümüzde de Gazze’ye yapılan saldırılara da benzer şekilde seyirci kalmaktadır. Hemen yanı başımızda Gazze’de yaşananlar bizlere bir kez daha Kıbrıs’ta Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinin varlığının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İş Birliği Teşkilatı, ve Ekonomik İş Birliği Teşkilatında gözlemci üye olarak yer almasının kendilerini uluslararası alanda kabul edilmesine büyük destek arz ettiğinin altını çizdi.
Türk Dünyasının manevi başkenti Şuşa’da, 44 günlük Vatan Muharebesi sonucunda Muzaffer Başkomutan İlham Aliyev liderliğindeki kahraman Azerbaycan ordusu tarafından 8 Kasım 2020 tarihinde işgalden kurtarılarak azad edildiğini anımsatan Tatar, şunları kaydetti:
“5-6 Temmuz 2024 tarihinde Azerbaycan’ın Şuşa kentinde gerçekleşen Türk Devletleri Teşkilatı zirvesine katılmamız ve orada bayrağımızın dalgalanması iki devletli siyasetimizin kabul görmesi bakımından büyük bir başarıdır. Sayın İlham Aliyev’e bu vesileyle en samimi duygularımla teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Şuşa Zirvesi’nde, Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın, ‘Egemen Eşit ve Eşit Uluslararası Statü’ temelindeki yeni siyasetimize güçlü şekilde destek vermesi nedeniyle kendisine teşekkür ediyorum. Türk Devletleri Teşkilatı zirvesinde de ifade edildiği gibi Kıbrıs Türk Halkı, Türk Dünyası’nın ayrılmaz bir parçasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türk Devletleri ile her alanda ilişki kurmaya hazır bir devlet yapısına sahiptir. 21. Yüzyıl’da tüm siyasi dengeleri derinden etkileyebilme potansiyeline fazlasıyla sahip olan Türk Devletleri Teşkilatı’nın sınırları Doğu Akdeniz’e kadar genişletilerek, en Güneydeki Türk Devleti olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin katılımıyla daha da güçlü hale gelmiştir. Doğu Akdeniz’de Türk Dünyasının kalesi konumunda olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Mavi Vatandaki ve hava sahasındaki hak ve hukukumuzun korunması için gemilerimizin, İHA ve SİHA’larımızla mücadelemiz sürmektedir.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben, “Siz Kıbrıs Türk halkının hakkının çiğnenerek temsil ettirilmediği Birleşmiş Milletler Platformunda sesimiz, soluğumuz, nefesimiz oldunuz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:
“77. ve 78. Genel Kurul Toplantılarında milat niteliğindeki konuşmalarınız Kıbrıs Türk halkı için tarihi anlamda büyük onur ve gurur vesilesidir. Ortaya koyduğunuz güçlü irade münasebetiyle ve her platformda sesimiz olduğunuz için Zat-ı Devletlerine teşekkür ederiz. Rum Yönetimi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik izolasyonları daha da yoğunlaştırmıştır. Kısa bir süre önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının hilafına mülkiyet konusunu siyasileştirerek baskı, tehdit ve diğer yöntemlerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni çökertmeye çalışmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ekonomik Örgütler Platformunun çağırısında da ifade edildiği gibi mülkiyet meselesinde çare, Taşınmaz Mal Komisyonudur.”
“Kıbrıs Konusunda Kınanması Gereken En Başta Yunanistan’dır”
Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in “kendi ifadeleri ile” Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümünü kınamak üzere Güney Kıbrıs’ta bulunmasına da değinen Tatar, “Kıbrıs konusunda kınanması gerekenlerin en başında Yunanistan gelmektedir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:
“Nitekim Yunanistan’ın eski Başbakanlarından Andreas Papandreou ‘Namlunun Ucundaki Demokrasi’ kitabında babası Başbakan Yorgo Papandreou’nun sivil kıyafet giydirilmiş yirmi bin Yunan askerinin tam teçhizatlı olarak 1964 Haziran’ında gizlice Kıbrıs’a çıkarılması emrini verdiğini iftiharla anlatmaktadır. Türkiye 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlatarak Yunanistan’daki Cunta yönetimi ile Rumların oluşturduğu EOKA-B’nin 15 Temmuz’da başlattıkları katliama dur demiş, bir iç savaşı sonlandırmıştır. Merhum Bülent Ecevit’in vurguladığı gibi 20 Temmuz Barış Harekâtı hem Güney Kıbrıs’ta hem de Yunanistan’da barış ve demokrasinin tesis edilmesini sağlamıştır.”
Cumhurbaşkanı Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıtmak, ekonomisini güçlendirmek, refahını artırmak için Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle canla başla çalıştıklarını ifade ederek, şunları vurguladı:
“Çalışmalarımıza ve bizlere her alanda desteğini esirgemeyen Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Ayrıca, Hükümetimizle imzalan İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolleri çok önem arz etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz ile Başbakan Sayın Ünal Üstel arasında imzalanan 2024 İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü tarihi büyüklüktedir. Tüm bu çaba ve gayretlerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ekonomik başarıya dönüşmesini temenni eder, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’a teşekkürlerimi sunarım.”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Kıbrıs konusunda alınan iki tarihi karara da dikkat çekerek, şöyle devam etti:
“İlk tezkere; elli yıl önce Kıbrıs Türk halkının can güvenliğini sağlamak amacıyla garantörlük hakkını kullanarak yapılacak olan 20 Temmuz 1974 tarihli Barış Harekâtı tezkeresidir. İkinci tezkere ise iki gün önce 18 Temmuz 2024 tarihindeki ‘iki devletli çözüm siyasetimizi destekleyen’ tezkeredir. Bu kararı oy birliği ile alan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş nezdinde tüm milletvekillerine şahsım ve Kıbrıs Türk halkı adına teşekkürlerimi ifade eder, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım. Bu tezkere, 50. yılını kutlamakta olduğumuz Barış Harekâtı’nın yıl dönümünde davamıza, bizlere büyük güç ve destek vermiştir.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tatar, Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümünü büyük bir gurur, coşku ve heyecanla kutlarken, özgürlük mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük’ü, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı, tüm dava arkadaşlarını, Kıbrıs Türk’ünün haklı mücadelesine büyük katkı sağlamış olan Türk Devlet adamları Adnan Menderes’i, Fatin Rüştü Zorlu’yu, İsmet İnönü’yü, Süleyman Demirel’i, Bülent Ecevit’i, Necmettin Erbakan’ı ve dönemin Genelkurmay Başkanı Semih Sancar’ı sevgi, saygı ve rahmetle andı.
“Bu duygu ve düşüncelerle bu tarihi günde halkımızın bir asırlık direnişini, Mücahitlerimizi ve Gazilerimizi en içten duygularımla selamlarken, her zaman ve her koşulda yanımızda olan Anavatan Türkiye’ye, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne şahsım ve Kıbrıs Türk Halkı adına şükranlarımı sunar aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarım” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, 20 Temmuz Mutlu Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümünü kutlarken, “20 Temmuz 1974 sabahı doğan özgürlük güneşinin sonsuza dek parlayacağına ve sönmeyeceğine yürekten inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, sözlerini, “20 Temmuz karanlıkları aşarak aydınlığa kavuştuğumuz gündür. 20 Temmuz Kıbrıs Türk’ünün yoktan varoluşudur. 20 Temmuz varoluş destanıdır. 20 Temmuz halkımızın küllerinden yeniden doğuşudur. Bayramımız kutlu olsun. Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözleriyle tamamladı.
Törenlerin ardından, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Ünal Üstel’in katılımıyla “Anıt Uçak” açılışı yapıldı.
Törene Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ve TSK Komuta Kademesi de katıldı.
Mutlu Barış Harekâtı’nın 50’nci yılı kutlamaları kapsamında 50 gemi, helikopterler ve savaş uçakları Girne açıklarında geçit töreni icra etti.
Türk Yıldızları Hava Akrobasi Ekibi de muhteşem gösterilerine Girne semalarında bir yenisi ekledi.