Osmanlı Devleti’nin savunma sanayisi alanındaki atılım ve üretimleri, Duraklama Dönemi’ne gelinceye kadar zirveye çıkmıştı.

Duraklama Dönemi ile birlikte savunma sanayisi de durakladı ve Gerileme Dönemi’nde, eski parlak günlerinden çok uzaklaşarak atıl hâle geldi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile birlikte Cumhuriyet’in Kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün ortaya koyduğu irade ile tekrar canlandı; özellikle hava ve deniz sistemlerinde faaliyetler yoğunlaştı; önemli ürünler ortaya çıkmaya başladı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikali ile birlikte savunma sanayii ve havacılık alanındaki atılımlar kademeli olarak durdu.
1974’teki Kıbrıs Barış Harekâtı, “Adeta bir tokat” etkisi yarattı ve bir yıl sonra ASELSAN kuruldu.

Geçen hafta öylesine bir olay yaşandı ki Yüzyıllar 7 güne sığdı.
ASELSAN’ın Murad AESA Burun Radarı Entegre edilen Bayraktar Kızılelma İnsansız Savaş Uçağı, dünyada bir ilki gerçekleştirerek hava-hava füzesiyle bir hava hedefini vurdu.

ASELSAN’ın Luna-1 Alçak Yörünge Uydusu uzaya fırlatıldı ve ilk sinyaller alındı.

ASELSAN’ın Albatros-S İnsansız Deniz Aracı, Bayraktar TB3 SİHA üzerinden kontrol yeteneği kazandı ve böylece menzili çok arttı.

ASELSAN’ın ürettiği 30 adet Mobil Dijital Röntgen cihazı, Sağlık Bakanlığına teslim edildi.

ASELSAN TOLUN mühimmatının parçacıklı terminal etki, yeni navigasyon ve anti-jam yetenekleri, tek sortide kanıtlandı.

Yüzlerce Yılı bir haftaya sığdıran ASELSAN mühendisleri, entegre ve katmanlı hava savunma sistemleri üzerinde de aralıksız çalışıyor.
Mühendislerin bu konuda kaleme aldıkları makale, ASELSAN’ın sosyal medya hesaplarında yayınladı:

ENTEGRE VE KATMANLI HAVA SAVUNMA: OPERASYONEL GEREKSİNİMLER VE GELECEK PERSPEKTİFİ
Entegre ve katmanlı hava savunma artık sadece sistem entegrasyonu değil aynı zamanda doktrin, tehdit algısı ve kaynak önceliklendirmesiyle birlikte ele alınması gereken bir konsept.
Güncel savaş ortamında saldırıların farklı tipte tehditlerin birleşimiyle gerçekleştiği durumlarda, hava savunma sistemlerinin birlikte çalışması ve her hedef tipi için özelleşmiş sistemlerin entegre çalışması gerekliliği ortaya çıkıyor. Bu durum, katmanlı bir hava savunma çözümünün günümüz harp ortamları için kaçınılmaz bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Hava tehditleri konvansiyonel tehditler ve asimetrik tehditler olmak üzere iki farklı kategoride değerlendirilebilir. Konvansiyonel tehditler; elektronik harp tehditleri, savaş uçakları, helikopterler, havadan karaya füzeler, seyir füzeleri, balistik füzeler, mühimmatlar ve İHA’lardan oluşuyor.
Asimetrik tehditler ise mini, mikro ve küçük İHA’lar ile taktik İHA’ları kapsıyor. FPV dronlar, roket ve havanlar da bu kategoride yer alıyor.

Klasik seyir füzeleri yerine tespit edilme olasılığı çok düşük, yüksek manevra kabiliyetine sahip yeni nesil seyir füzeleri kullanılmaya başlandı.
Gelişen teknolojik altyapı ile birlikte yüksek hızlı manevra yeteneğine sahip hipersonik tehditlerin sahadaki kullanımı da artıyor.
Özellikle ülkelerin stratejik bölgelerini hedef alan saldırı senaryolarında balistik ve hipersonik tehditlerin kullanımının yoğunlaştığı görülüyor.
Tüm bu tehditleri tek tip sistem ile önlemenin mümkün olmamasıyla birlikte farklı hedefleri farklı mesafelerden önleyebilmek adına birçok hava savunma sistemi geliştiriliyor.
Güncel savaş ortamında saldırıların farklı tipte tehditlerin birleşimiyle gerçekleştiği durumlarda, hava savunma sistemlerinin birlikte çalışması ve her hedef tipi için özelleşmiş sistemlerin bulunması gerekliliği ortaya çıkıyor.
Bu durum, katmanlı bir hava savunma çözümünün günümüz harp ortamları için kaçınılmaz bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Uzak mesafelerden fırlatılan farklı türlerde savaş başlığı taşıma kapasitesine sahip balistik ve hipersonik tehditlerin ülkelerin hassas bölgelerini hedef aldığı, sürü İHA kullanımı ile otonom saldırıların gerçekleştirilebildiği çok katmanlı saldırı ortamında hava savunma mimarisinin doğru hedefi doğru silahla engelleyebilmesi için entegre ve katmanlı bir yapıda çalışması gerekiyor.
Farklı sensörler birbirinin zayıf noktalarını kapatır. Bu şekilde bir sensör kaçırsa bile diğeri tespit edebilir.
Erken uyarı, takip şeklinde birden fazla fırsat oluşturulur, tek bir başarısızlık hava savunma harbinin başarımını engellemez.
Alternatiflerin oluşturduğu farklı savunma planları desteklenecektir.
Tehdit tipine ve çok çeşitli hava saldırısı yöntemlerine karşı sistemin önereceği müdahale tipleri maliyet etkin karşı tedbir sağlar.
Etkin silah ve sensör eşleşmesi sağlayarak korumayı güçlendirir.
Komuta kontrol sistemleri içerisindeki otomasyon ve yapay zeka destekli algoritmalar önemli ölçüde hız sağlanır.
Katman kavramı: Uzun Menzil – Orta Menzil – Kısa Menzil – Yakın Alan
Balistik ve hipersonik hedeflerin taşıdıkları savaş başlıkları nedeni ile geniş bir alanı etkileyebilecek olmaları uzak menzillerde engellenmeleri ihtiyacını ortaya çıkarıyor.
Etki alanı görece düşük olan hedefler orta-kısa menzil hava savunma sistemleri hedef kümesi içerisinde yer alırken, kritik tesislerin ve orta-uzun menzil hava savunma sistemlerinin korunmasında yakın alan hava savunma sistemlerinin kullanımı öne çıkıyor.
Uzun Menzil: Çok uzak menzilde erken uyarı, geniş alanda tespit ve alarm, balistik veya hipersonik tespit uyarısı, stratejik durum farkındalığı sağlar. Büyük alan kapsaması, yüksek irtifa, geniş görüş açısı, uydu ve uzun menzillerle sağlanır. En erken engellemenin yapılabileceği katmandır.

Orta Menzil: Bölgesel takip, doğrulama, sınıflandırma ve güçlü engelleme alanıdır. Seyir füzeleri, alçak irtifa manevra yapan hedefler ve orta menzilli tehditleri durdurma katmanı olarak konumlandırır.
Kısa Menzil: Bölgesel /yerel alanlarda hedefin takip sürecini sürdürebilmek ve yüksek öncelikli hedeflere hızlı müdahale sunmak amacıyla oluşturulan katmandır.
Yakın Alan: Kritik tesis ve unsurların son korumasını sağlayan ve yaklaşan hedeflerin engellenmesi ya da yakalanmasında son aşamayı oluşturur.
Katmanlı hava savunma sistemlerinin entegre bir savunma mekanizması olarak işleyebilmesi; hedef tespiti ve teşhisi için kullanılan radar ve elektro-optik alt sistemlerin bütünleşik bir çalışma mimarisine sahip olmasına, çoklu veri füzyon altyapısına ve yüksek miktardaki veriyi düşük gecikmeyle çoklu kullanıcıya aktarabilecek haberleşme mimarilerine bağlıdır.
Özellikle yeni nesil katmanlı hava savunma mimari yaklaşımı olarak orta çıkan “Any Sensor – Any Effector” prensibinin sağlanabilmesi için entegre gerçek zamanlı komuta kontrol altyapısına ihtiyaç duyuluyor.
Katmanlı hava savunma mimarisinin etkisi, kara, hava ve deniz unsurlarının tamamını kapsaması ile artıyor.

Özellikle, mesafe ve ortamdan bağımsız, çok yüksek hızlarda hedefine yönelen yeni nesil tehditlere karşı tüm kuvvet bileşenlerinin, savunma unsurlarında yer alan “sensör-silah” güçlerini birleştirmesi kritik öneme sahip.
Özellikle hipersonik ve balistik tehditlerin yüksek hız, manevra kabiliyetleri nedeni ile hedef sınıflandırma, rota kestirimi, atış kontrol, angajman işletimlerinin yüksek doğrulukta çok hızlı gerçekleştirilmesi ihtiyacı bulunuyor.
Bu kapsamda insan ara yüzünü azaltabilecek yapay zekâ destekli yazılımların kullanımına ihtiyaç duyuluyor.

Ayrıca katmanlı hava savunma sistemlerinin zaman kritik entegre hava savunma faaliyetini işletebilmeleri için optimizasyon ve karar destek teknolojilerinde yapay zekâ destekli işletimlere geçişi zorunlu kılıyor.
İHA’ların; kara, deniz, hava ve uzay görevlerinde keşif, gözetleme ve hasar değerlendirilmesi görevlerine ilave olarak, farklı görevlerde etkin olarak kullanılmasına yönelik çalışmalar yürütülüyor.
Buna paralel olarak hâlihazırda ve gelecekte İHA’ların; yakın hava desteği, silahlı keşif, hava ve füze savunması, SEAD/DEAD görevleri, EH ve bilgi harekâtında kullanılması başta olmak üzere, harekâta doğrudan katkısının daha da artacağı değerlendiriliyor.
Balistik füzeler, uçuş sırasında tehdit algısına göre rota değiştirme, hedef güncelleme ve kaçınma manevraları gerçekleştirebilecek otonom zekâya sahip olacak.
Bu gelişme, sabit rota varsayımına dayalı klasik füze savunma konseptlerini geçersiz kılacak.
Balistik tehditlerin manevra yeteneğinin ve vuruş hassasiyetlerinin artırıldığı görülüyor.
Hipersonik tehditlerin tasarımındaki yapısal zorlukların giderek aşıldığı, tehdit hız ve manevra kabiliyetinin artırıldığı gözlemleniyor.
FPV dronlar başta olmak üzere asimetrik tehditlerin üretim kolaylığı savaş alanında yakın savunmanın öneminin artacağını ortaya çıkarıyor.
Bu anlamda özellikle sürü FPV/İHA saldırılarına karşı etkili olabilecek hava savunma sistemlerinin öne çıkacak.
Tehditlerin gelişmişlik seviyesinin artması ile birlikte hava savunma sistemlerinin de yeni nesil mimarileri benimsemesine ihtiyacı ortaya çıkıyor.
Yerde konuşlu hava ve füze savunma sistemlerinin sınırlı reaksiyon süresi ve görüş açısı nedeniyle, hipersonik ve balistik tehditlere karşı uzay tabanlı lazer ve kinetik önleme sistemleri konuşlandırılacak.
Bu sistemler, füze tehdidini atmosfer dışında etkisiz hale getirme kapasitesine sahip olacak.
Günümüz yüksek teknoloji hava tehditlerine karşı etkinlik sağlayabilmek için hava savunma sistemlerinin birlikte etkin kullanımı ve bu tehditlere karşı gerekli önlemlerin mümkün olan en kısa sürede alınabilmesi için sivil ikaz sistemleri ile entegrasyonu büyük önem arz ediyor.
Bu amaçla, mevcut algılayıcı, silah, haberleşme ve komuta kontrol sistemleri ile bu sistemlere ilave olarak gelecekte devreye alınması planlanan sistemlerin bir arada ve tam entegre çalışmasını sağlayacak sistemler sistemi ÇELİKKUBBE ile etkinlik sağlanacak.
KAYNAK: savunmasanayi.org / ASELSAN