Savunma sanayiindeki hızlı yükselişini sürdüren Altınay Savunma Teknolojileri, halka arz sonrası üretim kapasitesini ve iş hacmini ikiye katladı.
Küresel ilk 100 savunma şirketi arasında yer alma amacıyla yatırımlarını hızlandıran şirket; yüksek teknoloji, doğrudan ihracat ve çift kullanım odaklı çözümleriyle Türk mühendisliğini uluslararası alanda daha görünür kılmayı hedefliyor.
Türkiye’nin önde gelen savunma şirketlerinden Altınay Savunma Teknolojileri, küresel savunma sanayii liginde ilk 100’e girme hedefiyle yatırım ve ihracat odaklı büyümesini hızlandırdı.
Şirket, 2024’teki halka arz sürecinin ardından iş hacmini ve üretim kapasitesini ikiye katlarken gelecek 10 yıl içinde Türk mühendisliğini dünya sahnesinde daha görünür kılmayı hedefliyor.
Altınay Savunma Teknolojileri Genel Müdürü Z. Burak Mercan, “TUSAŞ, Aselsan, Baykar gibi devlerin yer aldığı listede bizim de yer alma hedefimiz var. Bugün ulaştığımız ölçek ve performans, 500 milyon dolarlık eşiği geçerek bu hedefe ulaşabileceğimizi gösteriyor” dedi.
Büyümede Üretim Gücü ve Teknoloji Yatırımı Etkili Oldu
Altınay Savunma Teknolojileri, son yıllarda gerçekleştirdiği atılımlarla yalnızca Ar-Ge odaklı bir yapı olmaktan çıkarak geliştirdiği ürünleri aynı zamanda üreten ve ihraç eden entegre bir savunma sanayi oyuncusuna dönüştü.
Şirket, bu sene cirosunun %70’ini üretim faaliyetlerinden elde etme amacında.
2024 yılında Kocaeli Dilovası’nda 25 milyon dolarlık yatırımla faaliyete geçen Üretim Teknolojileri Merkezi’nde ise kısa sürede tam kapasiteye ulaşıldı.
Şirketin üretim gücündeki bu artış, büyüme stratejilerinin de temelini oluşturuyor.
Genel Müdür Z. Burak Mercan, “Şimdiye kadar 246 adet ile 236 milyon dolarlık proje tamamladık. Halihazırda yürüttüğümüz 90 aktif proje var ve iş stokumuz 200 milyon doları geçti” sözleriyle bu tabloyu ortaya koydu.
İhracatta Yeni Aşama: Doğrudan Küresel Pazarlara Açılım
Bugüne kadar ihracatta daha çok dolaylı kanallarda rol alan Altınay, yeni fazda doğrudan ihracat hedefliyor.
Mercan, “Geçtiğimiz yıl satışlarımızın %15’i ihracat kaynaklıydı. Bu oranı 2025’te %20’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Artık yalnızca platform üreticileri için alt sistem üreticisi değil kendi çözümlerini doğrudan ihraç eden bir oyuncu olmak istiyoruz.” dedi.
Bu stratejinin ilk örneği, Birleşik Arap Emirlikleri merkezli EDGE Group ile Altınay iştiraki olan TAAC üzerinden imzalanan iniş takımı geliştirme sözleşmesi oldu.
Malezya merkezli PM Defence ile yapılan iş birliği de yine Altınay iştiraki DASAL Havacılık üzerinden bölgesel etkinliğin genişletildiğini gösteriyor.
Mercan, “Avrupa ülkelerinin artan savunma bütçeleri, Türk savunma sanayii için de ihracat fırsatlarını büyütüyor. Avrupa artık hedef pazarlarımızdan biri.” diye konuştu.
Yüksek Teknoloji ve Çift Kullanım Odağıyla Sürdürülebilir Büyüme
Altınay, savunmanın yanı sıra çift kullanımlı sistemler geliştirme hedefiyle hareket ediyor.
Mercan, “Yeni nesil mikro ve ağır sınıf hava araçları, yapay zeka destekli askeri robotlar gibi alanlara yatırım yapıyoruz. Geliştirdiğimiz çözümler yalnızca askeri değil sivil alanlarda da kullanılabilecek şekilde tasarlanıyor.” dedi.
Bu vizyon doğrultusunda şirket, savunma ve havacılık mühendisliğinden edindiği tecrübeyi medikal alana da taşıyor.
ABD’den ithal edilen, robotik hareket sistemine sahip bir medikal cihazın yerlileştirilmesi çalışmaları devam ediyor.
Aynı zamanda, TUSAŞ ile birlikte yürütülen orman yangınlarını erken tespit etmeye yönelik yeni nesil drone sistemleri projesi de bu stratejinin başka bir uygulama alanını oluşturuyor.
Altınay’ın %100 iştiraki DASAL Havacılık, dikey kalkışlı döner kanat İHA’lar alanında önemli bir üretici konumuna gelirken TAAC Havacılık Teknolojileri ise KAAN, HÜRJET, HÜRKUŞ ve GÖKBEY projelerine iniş takımı ve kontrol sistemleri geliştiriyor.
Altınay Savunma Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve TAAC Genel Müdürü Enis Ata, “Altınay’ın vizyonu doğrultusunda TAAC olarak yalnızca yerli ve milli çözümler üretmekle kalmıyor, aynı zamanda bu çözümleri küresel platformlara entegre etmeye odaklanıyoruz. Milli Muharip Uçak KAAN, HÜRJET, HÜRKUŞ ve GÖKBEY gibi stratejik projelerde geliştirdiğimiz iniş takımı, uçuş kontrol ve test sistemleriyle sadece Türk savunma sanayiine değil uluslararası alanda da kritik katkılar sağlıyoruz. Amacımız, bu sistemleri hem iç pazarda hem yurt dışındaki büyük üretici platformlara entegre edebilecek kabiliyette, rekabetçi bir teknoloji ortağı olmak.” dedi.