Millî Savunma Bakanlığı kaynakları, farklı konulardaki sorularımızı cevaplandırdı.
Konu başlıkları ve cevaplar şu şekilde:
“Türkiye Savunma Harcamaları Taahhüdü kapsamında, %2’lik hedef kriterinin üzerindedir. İttifak’ın en büyük ikinci ordusuna sahip olarak NATO harekât ve misyonlarına kuvvet katkısı sağlayan ilk beş ülke arasındadır. Kendisine tahsis edilen kabiliyet hedeflerinin tamamını karşılamış durumdadır. İlave olarak savunma bütçemizi artırmaya devam ediyor, savunma sanayimize ve araştırma geliştirme yeteneklerimize yatırım yapmayı sürdürüyoruz. Bu kapsamda, öncelikli olarak hava savunma sistemimize (Çelik Kubbe) yatırım yaparak katmanlı hava savunma sistemini tüm ülkemize yaymayı planlıyoruz Ayrıca, hipersonik, balistik ve seyir füze sistemleri, uçak, gemi, tank, insansız kara, deniz ve hava sistemleri, yeni nesil uçak gemisi ve firkateynlere yatırım yaparak silahlı kuvvetlerimizi güçlendirmeye ve savunma kapasitemizi artırmaya devam ediyoruz. Diğer taraftan NATO Vaşington Anlaşmasının 3’üncü maddesi gereği Silahlı Kuvvetlerimizi daima hazır bulunduruyoruz. Sorumlu ve güvenilir bir NATO üyesi olan Türkiye, yükümlülüklerini yerine getirme konusunda sarsılmaz bir kararlığa sahiptir.”
“Söz konusu Niyet Beyanı Lahey’de icra edilen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi vesilesi ile 24 Haziran 2025 tarihinde imzalanmıştır. İki ülke Savunma Bakanları ve üst düzey görevlileri arasında karşılıklı ziyaretleri artırma, ilgili makamlar arasında savunma meseleleri üzerine müşterek danışmanlık/askeri politika görüşmeleri icra etme isteklerini beyan etmişlerdir.”
“İran-İsrail-ABD ekseninde yaşanan çatışmalar barış, güvenlik ve istikrarı ciddi tehlikeye atmaktadır. İran’ın nükleer programına ilişkin olanlar da dâhil olmak üzere tüm anlaşmazlıklar sadece siyasi ve diplomatik yollarla çözülebilir. Nükleer tesislerin hedef alınması ve sonrasında meydana gelebilecek nükleer sızıntı bölge ülkeleri için hayati risktir. Taraflar arasında sağlanan ateşkesi memnuniyetle karşılıyor ve kalıcı ateşkesin sağlanmasını temenni ediyoruz. Bölgedeki gelişmeleri yakından takip etmekteyiz. Türkiye, uluslararası hukuk ve devletlerin egemenlik haklarına saygı çerçevesinde, çatışmaların durdurulması ve gerçek barışın tesisi için tüm taraflarla diyalog kanallarını açık tutmaktadır.”
“Suriye’nin başkenti Şam’ın Duveyla bölgesinde bulunan Mar İlyas Kilisesi’ne 22 Haziran 2025 tarihinde terör örgütü DEAŞ tarafından gerçekleştirilen hain saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Bu alçakça saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınlarına baş sağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Terör örgütü DEAŞ’ın, Suriye’nin toplumsal barışını ve birliğini hedef alan bu eylemi, tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Suriye halkının yanındayız ve onlarla dayanışma içerisindeyiz. Tüm unsurlarıyla Suriye halkının saldırganlara ve Suriye’nin düşmanlarına karşı birlik içerisinde olması, onların provokasyonlarını boşa çıkarması oldukça önemlidir. DEAŞ ile mücadele için kurulacak harekat merkezinde görev yapacak personelimizi daha önce Suriye’ye göndermiştik. DEAŞ terör örgütüne karşı bölge ülkelerinin müşterek mücadele edebileceği bir yapı oluşturulacak. Ülkemizde olduğu gibi Suriye’de de terör belasının sona ermesi için var gücümüzle iş birliğine devam edeceğiz. Suriye’de istikrarsızlık yaratmaya ve Suriye’yi yeniden kargaşaya sürüklemeye çalışanlara Suriye hükümeti müsaade etmeyecektir. Biz de onlara bu konuda gereken desteği vereceğiz.”
“Bölücü terör örgütü PKK’nın silah bırakma ve fesih süreci, devletimizin ilgili kurumları tarafından büyük bir dikkatle yönetilmekte ve takip edilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, ülkemizin güvenliğinden taviz vermeden gerekli tedbirleri alarak sürecin başarıyla tamamlanması için her türlü gayreti göstermeye devam etmektedir.”