Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Ankara’da başlayan ve iki gün sürecek olan NATO Çoklu Ortam Harekâtı Konferansı’nın açılışında konuştu.
Küresel güvenlik ortamının her zamankinden daha karmaşık ve belirsiz hâle geldiğini hatırlatan Org. Gürak, özellikle “muhtemel istikrarsızlıkların” sonuçlarının, tüm dünyayı etkileyecek şekilde hızla evrildiğine dikkat çekti.
Org. Metin Gürak, yapay zekâ, hipersonik, nanoteknoloji ve robotik gibi eşzamanlı gelişen teknolojilerin, savaşın karakterinde temel bir değişiklik yarattığını belirtti ve şöyle devam etti:
“Böyle bir asimetrik ve öngörülemez ortamda güvenliğin sağlanması eskisinden daha zor hâle gelmiştir. MDO (Çoklu Ortam Harekâtı) gelecekteki muharebe sahasında istenen etkiyi nasıl gerçekleştireceğimizi anlamak, tüm harekât ortamlarında kuvvetlerimizi kullanma tekniklerini geliştirmek, istenen son duruma ulaşmak için sivil unsurları ne ölçüde harekâta dâhil etmek gerektiğine dair hususlarda bize fırsatlar tanımaktadır. Bugüne kadar MDO yaklaşımının geliştirilmesi yönünde birçok adım atılmıştır. Bu konferans, müttefikleri bir adım daha ileriye taşıyacaktır.”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Türkiye’nin, coğrafi konumu itibarıyla hem NATO’nun Güney Kanadı’nın güvenliğini sağlamada hem de küresel tehditlerin önlenmesine katkı sağlamada stratejik bir etkiye sahip olduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin, terörizmle mücadele kapsamında yürüttüğü sınır ötesi operasyonların sadece ulusal güvenliğin korunmasını değil aynı zamanda NATO topraklarında, NATO’nun kolektif savunma ve caydırıcılık kapasitesinin güçlendirilmesini de hedeflediğine dikkat çeken Org. Gürak, şunları ifade etti:
“Türkiye, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Pençe serisi gibi operasyonlarla PKK ve IŞİD (DEAŞ) gibi terör örgütlerine ağır darbeler indirirken, Çoklu Ortam Harekât yeteneklerini de sahada başarıyla uygulamıştır. Bu operasyonlar kara, deniz, hava, siber ve uzay alanlarının entegre bir şekilde kullanıldığı modern askeri doktrinlere örnek teşkil etmektedir. Çoklu Ortam Harekâtının temel unsuru olan eş zamanlı ve uyumlu güç kullanımı, Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından sahada deneyimlenmiş ve geliştirilmiştir. İnsansız hava araçlarının etkin kullanımı, elektronik harp kabiliyetleri, uydu görüntülerinden istifade, istihbarat paylaşımı ve siber güvenlik önlemleri gibi alanlardaki başarılar, NATO içinde Çoklu Ortam Harekâtı anlayışının somut bir pratiği olmuştur. Türkiye’nin yeni nesil tehditlerle mücadelede pratik örnekler sunabilecek sahadaki tecrübelerinden istifade edilmesi, NATO’nun eğitim ve tatbikat faaliyetlerinde MDO’nun daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayabilecektir.”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Türkiye’nin NATO’ya sadece askerî gücüyle değil, yeni nesil teknolojik yetenekleriyle de değer katmayı hedeflediğini söyledi.
“Ülkemiz, teknolojik olarak son yıllarda yapılan yatırımlar, vizyonlu projeler ve güçlü bir irade sayesinde çok önemli bir dönüşüm gerçekleştirmiştir.” diyen Org. Gürak, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Kendi savunma ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte NATO müttefiklerinin de dahil olduğu birçok ülkeye savunma ve güvenlik sistemleri ihraç eden bir ülke hâline gelmiştir. Özellikle insansız kara, deniz ve hava araçları, zırhlı kara araçları, deniz ve hava platformları, füze sistemleri, siber güvenlik ve elektronik harp alanlarında birçok başarılar elde ettik. Bu teknolojilerin, birliklerin emrinde etkin ve etkili şekilde kullanımı ile ülkemiz, savunma teknolojilerini üretebilen ve Silahlı Kuvvetlerine entegre edebilen lider ülkeler arasına girmiştir. Tüm bu başarılarımıza rağmen, özellikle yapay zekâ destekli savunma sistemleri, uzay teknolojileri ve elektronik harp gibi alanlarda yeteneklerimizi daha ileriye götürmek için müttefiklerimizle aramızda yapılacak iş birliğine hazırız. Çoklu Ortam Harekâtı çalışmalarına yönelik müttefik dönüşüm komutanlığının gayretli çalışmalarını takdir ediyoruz. Söz konusu çalışmaların, geleceğin güvenlik ortamında askerî stratejik hedeflere ulaşılması, İttifak’ın bugün sahip olduğu üstünlüğün muhafazası ve geliştirilmesi için önemli olduğuna inanıyoruz.”