Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ile TEKNOFEST’e katılmak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gitti.
Millî Savunma Bakanı, ilk olarak 39’uncu Mekanize Piyade Tümen Komutanlığına geçerek inceleme ve denetlemelerde bulundu.
Faaliyetlere ilişkin bilgi alan ve talimatlar veren Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Tümen’de görev yapan Mehmetçiklere de hitap etti.
TEKNOFEST vesilesiyle, Sayın Genelkurmay Başkanımız ve Kuvvet Komutanlarımızla birlikte kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunmaktan ve bu vesileyle 39’uncu Mekanize Piyade Tümen Komutanlığımızı ziyaret etmekten büyük bir mutluluk duyduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum. Bölgemizde ve dünyada çok boyutlu gelişmelerin yaşandığı; her geçen gün risk ve tehditlerin arttığı hassas bir süreçten geçiyoruz. Jeopolitik ehemmiyeti yüksek bir coğrafyada bulunan ülkemizin bu kritik süreçte çok yönlü tehdit ve tehlikelere karşı daima güçlü ve uyanık bulunması bir zorunluluk arz etmektedir. Millî Savunma Bakanlığı olarak bizler de ülkemizin bekası asil milletimizin güvenlik ve huzuru için İstiklal Harbimizden bu yana en kapsamlı ve en etkin faaliyetlerimizi icra ediyoruz. Kahraman personelimizin üstün gayretleri ile yurt içinde ve sınır ötesinde terörle mücadelede büyük başarılar elde ettik. Terör örgütü, bu operasyonlar neticesinde fesih ve silah bırakma seviyesine getirilmiş durumdadır. Operasyonlarımızla eş zamanlı olarak hudutlarımızın emniyetini de en yoğun ve en üstün tedbirlerle sağlarken Mavi ve Gök Vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizi de tereddütsüz ve tavizsiz koruyoruz. Bunun yanı sıra pek çok coğrafyada küresel ve bölgesel güvenlik, barış ve istikrar için etkin roller üstleniyoruz. İcra ettiğimiz tüm bu görevlerle uluslararası güvenlik mimarisinin etkin ve vazgeçilmez üyelerinden biri hâline gelmiş durumdayız. Sizler de bu misyonun güzide ve fedakâr mensupları olarak hem kahraman ordumuzun hem de devletimizin etkinliğini Kıbrıs’ta gösteriyorsunuz.
Kıbrıslı soydaşlarımızın güvenliği ve huzuru bizler için her zaman önceliklidir. Bu bağlamda, yarım asır önce Kıbrıs Türkü’nün maruz kaldığı zulüm ve baskılar karşısında kahraman ordumuzun büyük bir başarıyla icra ettiği Kıbrıs Barış Harekâtı;
– En başta soydaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlarken,
– Ada’daki herkes için güvenlik, barış ve istikrarın anahtarı olmuştur.
– Ayrıca bu harekât; ne pahasına olursa olsun Doğu Akdeniz’de tarihî hak ve çıkarlarımızın korunma konusundaki kararlılığımızı da açıkça göstermiştir.
Garantör ülke sıfatıyla uluslararası hukuktan doğan haklarımız çerçevesinde iki aşamada gerçekleştirdiğimiz bu harekâtta Türk askerinin üstün yetenekleri emsalsiz kahramanlığı ve fedakârlığı bir kez daha tarihe altın harflerle yazılmıştır. 39’uncu Piyade Tümenimiz de Ada’ya ilk çıkan birlik olma şerefine nail olmuştur. Bu kapsamda Barış Harekâtı’nın her iki aşamasında da kahramanca bir mücadele sergilemiş bu uğurda şehitler vermiştir. O tarihten bu yana Kıbrıs’ta önemli görevler üstlenen Komutanlığımız; Ada’daki diğer unsurlarımızla birlikte Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve güvenliğinin güvencesi durumundadır.
Büyük bir kahramanlık örneği sergileyen 39’uncu Piyade Tümenimizin bugünkü mensupları olan sizler de burada tarihî bir vazife icra ediyorsunuz. Unutmayınız ki Kıbrıs’ın sahip olduğu stratejik konum da dikkate alındığında Türk askerinin buradaki varlığı sadece Ada’nın değil bölgedeki genel güvenlik ve istikrarın devamı bakımından da kritik önemdedir. Özellikle enerji kaynaklarının keşfiyle birlikte; çeşitli aktörlerin Kıbrıs’ın güneyinde siyasi, askerî ve ekonomik faaliyetlerini artırmaya çalıştığı Rum tarafına yönelik tek taraflı desteklerin yoğunlaştığı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda; bazı üçüncü tarafların, Rum kesimiyle gerçekleştirdiği tek taraflı anlaşmaları gerçekleştirilen askerî tatbikatları yürütülmeye çalışılan enerji projelerini ve Rum tarafının bazı konjonktürel gelişmelerden hareketle çeşitli şekillerde rol kapma çabalarını dikkatle takip ediyoruz. Tüm bunlara karşı ülkemizin hak ve menfaatlerini zedelemeye dönük her türlü girişime karşı gerekli önlemleri büyük bir kararlılıkla alıyoruz. Şu husus asla unutulmamalıdır ki Türkiye, herhangi bir oldubittiye kesinlikle izin vermeyecektir. Bu vesileyle bir kez daha ifade etmek isterim ki uluslararası meşruiyeti haiz ve garantör ülke sıfatıyla olan Ada’daki askerî varlığımız hem Kıbrıs Türk halkının huzur ve güvenliğinin hem de Doğu Akdeniz’deki stratejik dengelerin teminatıdır.
Tarih boyunca Akdeniz’e yön veren hâkim güçlerden biri olan Türkiye, bugün de bu coğrafyada tarihî sorumluluğunu sürdürecek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve kendi çıkarlarının korunması için uluslararası hukuka bağlı olarak sahip olduğu tüm hakları kararlılıkla kullanacaktır. Yeri gelmişken bir kez daha vurgulamak isterim ki Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü teyit etmeyen hiçbir çözüm formülü asla kabul edilemez. Bu kapsamda muhataplarımızı artık; miladı dolmuş statükocu ve provokatif söylemleri bir kenara bırakmaya, bunun yerine tarihî ve mevcut gerçeklere uygun makul ve mantıklı bir şekilde çözüme yönelmeye davet ediyoruz. Hem Kıbrıslı Türklerin hem de Rumların müreffeh geleceği ve Ada’da kalıcı huzur ve barış iklimi için en ideal yolun bu olacağı muhakkaktır. Sonuç olarak Türkiye; Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da güvenlik, barış ve istikrar için Ada’da bulunmaya ve kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edecektir. Bunun bilincine olan siz kıymetli silah ve mesai arkadaşlarımın bu tarihî görevinizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da büyük bir özveri içerisinde yerine getireceğinize yürekten inanıyorum. Bu vesileyle Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadar ki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum. Ayrıca Kıbrıs Türk halkının var oluş mücadelesinin lideri Dr. Fazıl Küçük’ü, kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, aziz şehitlerimizi, Kıbrıslı mücahitleri, mücahideleri ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyor; gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Sizleri bir kez daha sevgiyle selamlıyor; görevlerinizde üstün başarılar diliyor; hepinizin gözlerinden öpüyorum. Kalın sağlıcakla.